Ah canım Nutella… Güzel pastalar, çikolatalar, kekler… Güzel olan her şey neden zararlı? Veya neden sağlıklı olan şeyler tatsız? Ya da gerçekten öyle mi? Bu cümleleri çok sık duyarsınız (şahsen ben her gün duyuyorum).
Hepimizin bir lezzet algısı var. Keskin tatları tükettikçe (daha tuzlu, daha tatlı, daha ekşi vb.) tat reseptörlerimizin eşeğini yükseltiyoruz. Besinlerin öz / gerçek tadını almakta zorlanıyoruz. Aslında yediğimiz o sağlıklı şeyler tatsız değil. Biz tat almayı zorlaştırıyoruz. Belli bir alışkanlık yaratıyoruz. Sonra bu alışkanlıktan vazgeçmek istiyoruz…
Şekeri Nasıl Bırakırsınız?
Yeni bir alışkanlık oluşturmak zordur. İnsan var olan alışkanlıklarını sürdürmek için direnç gösterir. Belli bir davranışa, belli bir düşünceye eğilimliysek sürekli onu yapmak isteriz.
Fakat bunu yaparken;
- “Şu kadar gün tatlı yemicem”
- “Şunu hayatımdan tamamen çıkarıyorum”
- “Bundan sonra asla fast food tüketmicem”
Gibi cümleler kurduğumuzda süreç bizim ve sizin için iyice zorlaşıyor. Yapmayacaklarımıza odaklanmak, onları daha çok düşünmemize sebep oluyor. Gözümüzde tatlıyı bırakmak bir mesele haline geliyor.
Ne Yaparak Çözüm Sağlarsınız
Onun yerine şunu deneyebilirsiniz;
- “Bu hafta daha az tatlı tüketmeyi deneyeceğim”
- “Bu hafta her öğün çiğ sebze tüketeceğim”
- “Çoğunlukla evde yemek pişireceğim”
Bu cümleler yapacaklarınıza odaklanmaktır. Neyi özne haline getirirseniz, o şey aklınızdan çıkmaz.. Sakın ama sakın aklınıza penguen getirmeyin dediğimde gözünüzün önünde bir penguen belirir.
Yani arkadaşlar aslında ;
MESELELERİ MESELE ETMEZSENİZ, ORTADA MESELE KALMAZ